Alanya Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Alanya Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Alanya Masaj Salonu-Masör Esra Hanım Sesi o kadar soğuk muydu? “neden söz ediyorsun anlamadım, ” dedi telaşla. Bir an sanki daha çok soru soracakmış şeklinde göründü fakat sonra kararını değiştirmiş olmalıydı çünkü dizginleri eline aldı ve yumuşak başlılıkla ona gülümsedi, “Gidelim mi?” Birkaç dakika yola devam ettiler, Miranda her fırsatta Turner’a bakıyordu. Yüz ifadesi okunabilecek gibi değildi, yansız ve durgundu. Hatta Miranda’nın kendi düşüncelerinin karmaşıklığı yüzünden birazcık da sinir bozucu görünüyordu. Onu arzu etmediğini söylemişti. Öyleyse onu niçin öpmüştü?

Amacı neydi? Sonrasında birden ağzından çıkıverdi – “Beni niçin öptün?” Turner’ın boğazına bir şeyin kaçtığını sandı ve yüzü değişti fakat Miranda bunun nedenini kavrayamadı. Sürücülerinin dikkatinin üzerlerinden eksildiğini hisseden atlar biraz yavaşladılar. Turner belirgin bir şok içinde ona baktı. Miranda onun huzursuzluğunu gördü ve sorusuna uygun bir cevap bulamadığına karar verdi. “Sorduğumu unut, ” dedi telaşla. “Fark etmez.” sadece sorduğuna pişman olmadı. Kaybedecek nesi vardı? Turner, onunla alay edip ortalıkta masallar anlatacak değildi ya. Sadece şu an utandığıyla kalacaktı, bu da bundan önceki gecenin utancıyla asla kıyaslanamazdı.

Alanya Masaj Salonu-Masör Esra Hanım

Alanya Masaj Salonu-Masör Esra Hanım Ansızın ,O bendim, ” dedi. “sadece ben. Senin talihsizliğin, o an benim yanımda bulunmaktı.” Miranda onun mavi gözlerindeki kasveti gördü ve elini bileğine koydu. “Ona kızgın olman normal.” Turner, genç kızın neden bahsettiğini anlamamış şeklinde davranmadı. “O öldü, Miranda.” “Bu hayattayken son derece berbat bir kişi olmadığı anlamına gelmez.” Turner ona tuhaf tuhaf baktı ve kahkahalara boğuldu. “Miranda bazen öyle şeyler söylüyorsun ki.” Miranda gülümsedi. “İşte bunu ne olursa olsun bir kompliman olarak kabul ediyorum.” “Seni asla bir din bilgisi öğretmeni yerine koymamam gerektiğini bana hatırlat.”

“Korkarım, Hıristiyanlığın erdemini hiç kavrayamadım.” “Yaa, hakikaten mi?” Eğleniyor şeklinde görünüyordu. “Zavallı küçük Fiona Bennet için hâlâ içim kin dolu.” “Kim bu kız?” “Hani şu Olivia ve Winston’ın on birinci doğum günü kutlamasında bana çirkin diyen korkunç kız.” “Aman Tanrım, kaç yıl önceydi bu? Hatırlat da seni kızdıracak bir şey yapmayayım.” Miranda omuz silkti, böylesine kısa bir süre içerisinde onu iyi mi da böyle kaygısız ve mutlu hissettirmeyi başardığına hayret ediyordu.